Yaşlılık Hâl Durumu
Yaşlı Olmanın Ne Olduğu ya da Ne Anlama Geldiği ya da Ne Yapılabileceği Üzerine
Prof. Dr.-Ing. Şenel ERGİN
Bu öyle kolay anlaşılır – anlatılabilir bir hâl durumu değildir; zaten yaşı ömrün 4. çeyreğine ulaşmak üzere olan biri iseniz biliyor – yaşıyor da olmalısınız. 50. Yılın sonrasını yaşayan her birimizin buna dair epey deneyimi olmuştur. Bu durum güncel toplumsal yapının, doğrusal zamanı içinde seyreden niteliğiyle yakından ilintilidir. Örneğin en az yüzyıl öncesi ile bugün karşılaştırıldığında, konuyu örneklerle destekleyerek uzun uzun anlatmaya da gerek kalmaz. Yine de biz yaşlılar, içgüdüsel olarak bunu zamana bağlayıp teselli bulmaz ve olan bitene tümden onay vermeyiz. Nihayetinde dil bilincimizde VEFA diye bir sözcük olduğunu iyi biliriz. Yine iyi biliriz ki, Kur’an’ın zamanı[1] ya da Kur’an’da zamanın niteliği hiç değişmez; zamanı değiştiren akıl dünyevîdir, yani kurgusaldır ve bu akıl yakın geçmişten günümüze ağırlıklı olarak ABD pasaportlu Evrensel (varsayımlı) Siyonist Aklı’dır. Bana gelince, geçmişten geleceğe, bu “aklı ve doğrularını” ne kabul eder izlerim ne de izleyenleri makbul sayarım.
Peki.. bu “Siyonist akıl” ne yapar..
Et-Tîn Sûresi’nin 4. Âyeti’nde söylendiği üzre[2] “.. biz insanı en güzel biçimde yarattık”– “Lekad halaknâ-l-insâne fî ahseni takvîm(in)” üzre yaratılmış ve kendi dilimizle “Eşref-î Mahlûkat” olarak tanımladığımız insanı yarış atına çevirir; bunlar da kendi aralarında birbirlerini it gibi izlerler. Amaçladığı dünya egemenliği için kurguladığı sisteme gerekli olan insan tipi budur ve bu işlerlik öyle hızlı seyreder ki, kişinin durup düşünmeye zamanı kalmaz; çünkü sistem içinde “durmanın gerilemek olduğuna iman edilmiştir”. “İleri, durup ne olduğuna bakmaksızın – bir an durup düşünmeksizin daima ileri” duruşu, kendilerine gıda niyetine yedirilen murdar muzûratın ilk yemidir.
[1] Kur’an’ın zamanı ya da Kainat (evren) Kur’an’ında zaman, kurgusal aklın dünyada geçerli kıldığı gibi doğrusal ilerleyen bir keyfiyet değildir ve gelişmiş önbeyniyle (beynin korteks bölgesi) bile insan bunu hissedemez, bilemez.
[2] Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli, Haz. Prof. Dr. Hayrettin Karaman ve diğerleri, Türkiye Diyanet Vakfı
yayınları/ 86-E, ISBN: 978 – 975 – 389 – 352 – 7, 7. Baskı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 2013, s.596.