Helâl – Haram Alanları ve “Aradaki ŞEYLER”e giriş
Prof. Dr-Ing. Şenel ERGİN
Yazı koridorları oluşturup başlıklarını atarken epey düşünüyorum.
Belirli duygu ve düşünceler zamanla yoğunlaşarak, önce bir çalışma alanı oluşturacak biçimde yan yana gelerek kümeleniyor ve belli bir baskı seviyesine ulaştığında da alanın sınırlarını netleştirmeye başlıyor.
Sonra sınırları belirgin bir alan içinde kalabilen farklı duygu ve düşünceler arasındaki anlam bağlamlarını ve sürekliliğini, analiz etme süreci başlıyor.
Duygu ve düşüncelerin yazılmaya ne kadar değer olduklarını belirleme süreci bu..
Yazılar ne anlatmayı amaçlayacak ve hangi “değer öbeği”ne yönlenmiş durumda..
Ardarda dizilecek yazıların oluşturacağı anlam bağlamı, açılan bu yeni yazı koridorunun gerekçesini oluşturabilecek mi..
Daha sonra da yığılmış duygu ve düşünce kümelerinden, bağlamlarına göre yazı başlıklarını oluşturma işi gelir; başlık atılmış ve yarım sayfa da yazılmış ise.. benim için yazı bitmiştir; tamamlanmak üzere kenarda sırasını bekleyebilir.
Başlık çok önemlidir. Henüz yazarak tamamlamadığım yazının her paragrafını kendinde barındıran bir başlık olması zorunludur; bu işe zaman ayırmak ve düşünmek gerekiyor.
Şimdi yeni açılan yazı koridorunun başlığına gelelim..
Başlıkta üç alan belirlenmiş durumda; “Helâl” ve “Haram” Alanları sabit alandır ve yaratarak sahiplenip yöneten Allah, biz kullarına bu alanların muhtevasını bildiriyor. Bu alanlar kapsamlarıyla birlikte “İslâm’ın sabiteleri” olarak tanımlanan değişmezlerindendir aynı zamanda.
Helâl ve Haram Alanları, “helâl” ve “haram” tanımları bağlamında hem bir kavram çiftini oluşturur hem de alanlar olarak birbirlerine karşıt konumlanırlar; yani tanımlı bir şey aynı anda hem helâl hem de haram olamaz. Bunları hepimiz biliyoruz.
Bu konularda sorun yok.. Yani benim için yok..
Peki “sorun” nedir ve nerededir.