“Edep Yâ Hû” ya da Müslüman Kişilik
Prof. Dr.-Ing. Şenel ERGİN
Anlayacağız ki Müslüman kişilik, Allah ile zatımız arasında gerçekleşen bir şey değil; fakat Allah ile uzak – yakın insanlar, görsel – işitsel tanık olduklarımız – olmadıklarımız, tüm insanlar, Müslüman kardeşlerimiz ve zatımız arasındaki etkileşimden neşet eden bir değer mertebesidir. Ve bu değer mertebesi, üç noktadan yere sağlam basan üçgenin – sacayağının odak noktasında durur.
Ve bu değer mertebesine SADECE gün boyu seccadenin üzerinde secdeye kapanarak, yılın yarısını oruçlu geçirerek, her mahallede mantar gibi yerin karanlığından sözde pirüpak görünümle yüzeye çıkan tarikat evlerinde zamanımızı tüketerek ya da en yakınlarımıza “iyi” davranarak ve “kendimiz ve onlar için en iyisini talep ederek” ulaşamayız.
Müslüman kişilik, İslâm’a secde etmiş varlığın fıtratı – özü gereği, adaleti ve merhameti şiar belleyerek yaşamının her boyutunda dengeli kalmaya gayret eden insanın ulaşabileceği bir değer mertebesidir.