“Haddini Bilmek” ve “Hakkını İstemek”
Prof. Dr.-Ing. Şenel ERGİN
“Soruldu mu ‘Ne bilirsin’ diye, ‘Haddimi bilirim’ demeli.
Soruldu mu ‘Ne istersin’ diye, ‘Hakkımı isterim’ demeli.”
Necip Fazıl
Resul Tosun, “Bu Yol Mezarda Bitmiyor”,
Star Gazetesi, 04.06.2017, s.11.
Necip Fazıl, özellikle okuduğum bir düşünür değildi.. Bu sözün O’na ait olduğunu da bilmiyordum; “haddini bilmek”, bana içinde yaşadığım topluluğun giderek toplumun öğrettiği fiili bir durumdu (buna daha sonra dönerim).. “hakkını istemek”, benim için daha doğru olanı “hak sahibi olmak”, çok daha sonraları beklenir bir sonuç olarak kendiliğinden ortaya çıktı. Ortaya çıktığında ona sahip olacak kadar gücüm de oluşmuştu. Özetle bu söz, kendimi bildim bileli benim rehber doğrum olmuştur. Yazılarımda dile getirmişliğim de vardır. Bu sözün geçerli olduğu fizikî varoluş alanında eylemli yaşarım; özel ve kamusal, gerçek ve hukuki ilişkilerimi bu çerçevede sürdürürüm. Bunu beceremeyen kişi zaten kendini yönetemez ve de beceri ancak fıtratını bozmayan kişilerin başarabildikleri bir şahsa özel değer olur. Yani genel geçer bir reçetesi yoktur.
Dünyaya olduğunuz gibi geldiğinize göre, bunun bir anlamı ve değeri olmalıdır, omurganızı dik tutar ve başınız dik yaşarsınız.
Aslında cümle şöyle yazılmalıydı: Allah’ın şahsınızda tecelli eden ruhsal ve maddesel emanetini Allah için korur -yaratıldığınız gibi yaşamanın bir değeri ve anlamı olmalıdır, çünkü yaratan emanetini verdiği biçimiyle geri istemektedir- omurganızı dik tutar ve başınız dik yaşarsınız.
Dahası sevgili annemin evine dönüşe hazırlandığı son günlere kadar da benim için bu durum, üzerinde düşünülmeyen, kendiliğinden seyreden ve başka türlüsü de mümkün olmayan bir nitelikti.
Ve bu nitelik aynı zamanda, “Allah’a kul olma”nın ne menem bir hal durumu olduğunu kavrayıp benimseme sürecinde beni en fazla zorlayan özelliğim olmuştur. Resul Tosun’un köşe yazısında derlediği Necip Fazıl Sözlerini okuduğum ana kadar, duygu ve duyumsama biçemi boyutunda yaşadığım değişimi nasıl dile getireceğimi düşünmekteydim. Algı genişliği, kavrama derinliği, duyarlılık gibi noktalarda hem Allah vergisi hem de uzmanlık alanımın getirdiği özel eğitimim nedeniyle sıkıntım yoktur. Bunlarla sorun yaşamadım, ya da bunlar olduğu için çok fazla sorun yaşamadım; ama.. korunan duygu arşivini yeniden düzenlemek ve bundan böyle duyumsama biçemine dikkat etme konularında hayli zorlandığımı söylemek isterim.